Geçen hafta eski görev yerim olan Hidayet Aydoğan Sosyal Bilimler Lisesinin 4006 bilim fuarına okul müdürüm Sayın Nazif Cindi beyin nazik daveti üzerine katıldım. Stantları tek tek gezdim, sevgili öğrencilerimin hazırladıkları projeleri sabırla ve ilgiyle dinledim. Birbirinden güzel projelerini sergiliyorlardı ki içlerinden biri ilgimi daha da çekti ve dikkatle dinledim. Neydi o proje “popüler kültürün öğrenci tüketim davranışları üzerindeki etkisi “ Bu çalışmayı dinlediklerimi sizlerle paylaşmak ve bu çalışmanın, projenin öneminden sizlere de bahsetmek isterim.
Her çağın bir karakteri vardır. Bizim çağımızın karakteriyse, kuşkusuz ki “tüketim”dir. Ama bu tüketim artık sadece ihtiyaçla sınırlı değil; gösteriş, kimlik arayışı ve sosyal aidiyetin bir uzantısı hâline geldi. Bu dönüşümün en görünür kurbanlarıysa gençler… Özellikle lise öğrencileri, popüler kültürün tam ortasında, adeta birer tüketici olarak değil, “hedef kitle” olarak şekilleniyor.
Hidayet Aydoğan Sosyal Bilimler Lisesi Felsefe öğretmeni Sema nur hanım ve öğrencilerinin hazırladığı kapsamlı bir proje, bu gerçeği tüm açıklığıyla gözler önüne seriyor. Öğrenciler tarafından yürütülen bu saha çalışmasında, 100 kişilik bir öğrenci grubuna uygulanan anketler aracılığıyla, popüler kültürün gençlerin tüketim tercihlerini nasıl yönlendirdiği analiz edilmiş. Elde edilen veriler, sadece bireysel tercihler değil; sosyo-ekonomik durumdan, değer yargılarına, meslek seçiminden gelecek hayallerine kadar birçok alanda derin etkilerin varlığını kanıtlıyor.
Peki bu ne anlama geliyor?
Gençler artık bir ayakkabıyı sadece rahatlığı için değil, markası ve sosyal medya etkisi için tercih ediyor. Giydikleri, tükettikleri, takip ettikleri kişiler, izledikleri diziler ya da dinledikleri müzikler, onların kim olduklarını değil, kim olmak istediklerini yansıtıyor. Popüler kültür, kimlik inşasında bir rehber gibi işlev görüyor. Ancak bu rehber, çoğu zaman sorgulama değil, yönlendirme temelli çalışıyor.
Araştırmanın öneri kısmı çok önemli bir noktaya parmak basıyor: Farkındalık. Yani gençlerin popüler kültürle ilişkilerini bilinçli bir zemine oturtmaları. Bu kültürü tümden reddetmek mümkün ya da gerçekçi değil; fakat sorgulamak, seçici olmak, kendi ihtiyaçlarını tanımak ve karar alma sürecinde aklı öne koymak mümkün. Toplum olarak yapmamız gereken, gençleri sadece bilgiyle değil, bilinçle donatmak. Onlara tüketim nesnesi değil, üretim öznesi olduklarını hatırlatmak. Popüler kültürü anlamak kadar, onun etkisine karşı direnç geliştirmek de eğitim sistemimizin ve aile yapımızın temel hedeflerinden biri olmalı.
Uzun lafın kısası, popüler kültür yalnızca gençleri değil, geleceğimizi de şekillendiriyor. Bu yüzden bu tür çalışmalar sadece bir proje olarak değil, bir uyarı zili olarak değerlendirilmelidir. Gençleri anlamak ve onlara doğru rehberlik etmek istiyorsak, onları etkileyen kültürel durumları doğru okumalıyız.
Fethi Ahmet ÖNER
Eğitimci/ Yazar
fethiahmetoner@gmail.com